Sen çekip giden
yağmurları gibisin kentimin. ’’ Sen ’’ yağmayı özledim. Sen kokmayı ıssız
sokaklarda. Endişe ile seni beklemeyi özledim. Bunların hepsi sensizliğin hapsi
gibi bunaltıyor kalbimi. Elbet son bulacaktı diyeceksin bana. Ne olur sus ..
Sen sustukça dudakların daha da ben dolar.Gözyaşlarına kanmamı bekleme artık.Ne
zaman dokunsak ağlarsınız..Hassassınız fakat bıraktığınız acılar o kadar basit
değil. Bu arada keşke hiç sarılmasaydın.
Takdir edersin ki sıcaklığını
tanıştırdığın hücrelerimin bir suçu yoktu. Şimdi sana kendini pahalı
hissettiren o zavallı adamlara gitmelisin. Basit yollarla mutluluk kazandıran
adamlara.İçinde bulamadığın beni onların lüks kahkahalarında bulursun belki ?
İşte basit bir
hikayedir belki ona gore yaşadıkların. Sen unutmak için sadece yazarsın, bazen
bir sigara yakarsın, bazen bir kadeh bişey yuvarlarsın …
Acı gelir sana
yaşadıkların.Ruhuna dönersin küsmüştür kalbine ve artık hissiz biri
oluverirsin.Bir sürü adamın ona yaşattığı hayal kırıklıklarını senin tamir
etmeni bekler.Unutur ki sen de yalnız bir adamsın. Aşkın iki kişilik olduğunu
unutur.Başka kalpsizlikleri senin kalp çarpıntılarına bulaştırır.İşte o zaman
pencereni açar derin bir nefes çeker ve fısıldarsın. Bitti bu hikaye .
Anlamayacaktır
uğraşma.’’Seni seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum ’’ diyerek hareket eden bir kadından daha
tehlikeli ne olabilir ? Aslında bilmezler yalnız olduğunu. Etrafında bir sürü insan
vardır evet ama hangisi kıskanmaz seni ve hangisi yerinde olmak istemedi.Sen
çekilirsin kenara bu bir veda değildir bu büyük işler için bir plandır
aslında.Sıcak bir el istersin uzunca yolunda zaferin, boşluğa giden parmakların
gözlerine seslenir ’’başka bir kalpte ise bekleme artık .’’ Hüzünlü bir vakit
geçirme çabası içerisinde oluşunun anlamını bilemeden kalpsizliğe sürünen bu
garip varlığımız karnı açıkmış başkalarının sevdiğinizin hayatına girdiğini ve sizin bundan haberiniz olmadığını bilmediğiniz anda bir titreme ile size fısıldar.
Aldatıldın,terk edildin,
yalnızsın !
Zavallı
ümitlerimin canı acıyor. Ya seninle yürüdüğümüz sokaklar ne yapsın? Suçu yok ahmaklığının
saf ve temiz oluşunu çekmek zorunda değil dünya. Rüzgar var ve sen kırık bir
rüzgar gülü gibi kendi sesini çıkartarak haykırıyorsun adaletine sessizliğin.Gölgesinde
yalnızlığının çilingir sofraları kurulmuş uyuşukluğun bundan. Adaleti
küfürlerle satıyorsun sahiplerine.İçine burukluk, yalnızlık ve terk
edilmişlik.Gidiyorsun, çok şey istemediğin halde senle olmayı büyüterek çekip
giden sevgiline pardon demeden.Tükürüyorsun çanağına güzelliğin çok çirkin
kaldığın için yılların aldatıcısına.
Yaşlanmadan yaşamak.
Yaşamadan yaşlanmak.
Bitti.
Hoş
Ça Kal…
